Galatasaray UEFA Kupası 3. tur rövanş maçında ölüp ölüp dirildiği maçta Bordeaux'u Sabri'nin son dakikadaki golüyle 4-3 yenerek adını 4. tura yazdırdı. Sami Yen'deki ve ekran başındaki taraftarlar hop oturup hop kalktı . Maçın sonunda ise tüm Türkiye büyük bir sevinç yaşadı.
Maçtan sonra açıklama yapan bütün futbolcuların dilinde tek bir laf vardı; "Hedef Saraçoğlu". Sabri de, Arda da, Ayhan'da UEFA'da final oynamak istediklerini ve bunu başarabileceklerini gösterdiklerini ifade ettiler.
Bu inanç bana 2000 yılındaki takımı hatırlattı. Yani UEFA Kupası'nı ülkemize getiren takımı. Tabii ki şu anki takımla, 2000 yılındaki takım arasında çok büyük farklar var, ancak bazı benzerlikler de yok değil.
En önemli benzerlik demin de dediğim gibi takımın UEFA Kupası'nı kazanacaklarına olan inancı, ikincisi bu sezon belki de ilk kez 2000 senesinde olduğu gibi 70 dakika hiç durmadan yapılan press. Bir başka önemli benzerlik ise; Galatasaray o sezon 3. tur maçında Bologna'yı Sami Yen'de ecel terleri döktüğü bir maçtan sonra 2-1 yenerek adını 4. tura yazdırmış, ve 4. turda bir Alman ekibi olan Borussia Dortmund'la eşleşmişti. Şimdi sarı-kırmızlı takım başka bir Alman ekibi olan Hamburg'la eşleşti. O sezon Şampiyonlar Ligi'nde mücadele eden sarı-kırmızılılar, Milan'a attığı son dakika golüyle UEFA Kupası'na adını yazdırmıştı, şimdi ise bir son dakika golüyle Bordeaux'u geçip 4. tura çıktı. Onun dışında Galatasaray o günlerde Avrupa'nın yükselen değerlerinden biri olan Emre Belözoğluna sahipti, bütün Avrupa devleri onu izliyordu, şimdi de sarı-kırmızılılar böyle bir değere sahip, bu isim Bordeaux karşısındaki mükemmel futbolunu 2 golle süslendiren Arda Turan.
Evet, bu kadar benzerlikler varken, iki takım arasında çok büyük farklar olduğunu da belirtmek lazım. En önemli fark, o yılki takımın 4 yıllık bir birikimin ve beraber oynamanın sonucunda kupayı alması. Şu anki takım sadece 1 yıldır beraber oynuyor ve 1 yıl içinde aynı kadroyla çıktığı maç sayısı yok denilecek kadar az. İkincisi o günlerde sarı-kırmızılı takımın başında takımını çok iyi tanıyan ve kadrosunu kendi kurmuş bir teknik adam vardı, şimdi ise daha takımın başına yeni gelmiş ve kadroyu kendi kurmamış bir teknik adam var. O günlerde takımın kadrosu daha alternatifli ve daha az sakatı olan bir kadroydu şimdi ise takımın en önemli adamları sakat ve onların yerlerini doldurmakta zorluk yaşanıyor. En önemlisi de o zamanki takım kazanmayı öğrenmiş bir takımdı, bu takımın öyle bir takım olması için önünde uzun bir yol var.
Bu kadar olumsuz yönde farklılıklara rağmen bu takımın UEFA Kupası'nı kazanabileceğine inanıyormuyum diye sorarsanız, eğer Bordeaux maçındaki 70 dakikalık futbolu sahaya yansıtabilirlerse Saraçoğlu'nda kupa kaldırmak pek de hayal olmaz...
Konu: BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR! 
