Bugün 3 Mart Dünya Seks İşçileri Günü. Bedenlerini para karşılığı satarak hayatını devam ettiren bu insanların, ahlaki tartışmalardan çok çalışma şartlarının iyileştirilmesine ihtiyaçları var?
ÜMRAN AVCI / İSTANBUL (AJANS HABERTÜRK)
"Biz hayat kadınlarının ağlamadığı tek gece olmaz. Kandil gecelerinde bile satılırız. Kurbanlık koyun gibiyiz yani... Öyle vücudumuzun satıldığına bakmayın siz. Bizim kadar dua edeniniz de yoktur. Kabul olacağına, dileklerimizin bir gün mutlaka yerine geleceğine de inancımız tamdır?"
Bu sözler eski bir genelev kadınına, Ayşe Tükürükçü'ye ait. Tükürükçü'yle benzer sorunları yaşayan travesti, transeksüel ve hayat kadınları bugün sorunlarını dile getirmek için ellerinde kırmızı şemsiyelerle Ankara ve İstanbul'da biraraya gelecekler. "Neden kırmızı ve şemsiye?" diye sorarsanız, seks işçilerinin renkleri kırmızıdır ve adlandırıldıkları örgütlerde de hep "kırmızı şemsiye" kullanılmıştır.
"Kırmızı Şemsiye Sendikası" kuruluyor
Seks işçileri bugün sorunlarını daha rahat anlatabiliyor. Örgütlü olmalarına yönelik adımların da sonuna gelindi. Mamak çöplüklerinde kafalarına torba geçirilmiş travesti cesetleri bulunduğunda, genelevlerde çalışan kadınlar haksızlığa uğradığında, eşcinsel seks işçileri polis şiddetine maruz kaldığında çalışmalarına başlanan Kırmızı Şemsiye Sendikası, kurulmak üzere.
Yine de sorunların halledilmesi zor. Genelevlerde çalışan seks işçileri türlü haksızlıklara uğruyor, sokaklarda şiddet görüyor, hukuki ayrımcılıklara tabi tutuluyorlar. Eşcinsel öğretmenler, kimliklerinden dolayı öğretmenlikten atılıp seks işçiliği yapmak zorunda kalıyorlar.
Bütün seks işçilerini temsilen konuştuğumuz eski bir genelev çalışanı olan Ayşe Tükürükçü, "hayatı çalınmış, hayatsız kadınları" ve sıkıntılarını anlattı.
Türkiye Tükürükçü'yü, bir hukuk mücadelesinden galip gelerek bağımsız milletvekilliğine adaylığını koyunca tanıdı: "Bu işi 1996'da bıraktım. Beni satan adam şu an yaşamıyor. Ama 'yüz kızartıcı' suç işlediğimden 23 gün hüküm giydim. Suçum fuhuştu. Recep Tayyip Erdoğan da şiir okumaktan hüküm giymişti. Erdoğan aldığı cezaya rağmen başbakan oluyorsa ben de milletvekili olabilirim dedim. Yüksek Seçim Kurulu önce ?ret' verdi ama sonuçta galip geldim?"
Kurbanlık koyun gibiyiz
Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün'ün 2004'te yaptığı araştırmaya göre, Türkiye'de hayat kadınlarının sayısı 100 bine yaklaşıyor. Faaliyet gösteren 56 genelevde kayıtlı yaklaşık 3 bin hayat kadını çalışıyor. Tescilli hayat kadını sayısı da 15 bini geçiyor. Bugün bu sayının arttığını söyleyen Tükürükçü, sıkıntıları şu cümlelerle dile getiriyor:
"Genelevdeki kadın sabah 10.00'dan gece 23.00'e kadar, 365 gün çalışıyor. Türkiye'de sigorta yaptıran patron çok az. Bu nedenle emekli olamıyoruz. Patronlardan, ?vekil' adı verilen kasadaki adamdan şiddet görüyoruz. Çaycıdan hakaretler işitiyoruz."
"İçeride çalışanların dışarıda mutlaka bir akrabası var. Çoğunlukla bu akrabalarla bağlar kopmuş oluyor. Yıllarca görüşemediklerinden ailelerinden kimseyi tanımayanlar oluyor. En kötüsü de ne biliyor musunuz? Müşteri olarak gelen kişi bazen kardeşi, eniştesi, yeğeni olabiliyor. Vicdan azabını çeken hep içerideki kadındır. Her müşteride ?Acaba?' derler. Mersin'de çalışırken bir gün teyzemin eşi geldi. Ben tanımadım, o tanıdı. Beni görünce şaşırdı, ?Üzerine başka bir şey giy' dedi. Oturup sohbet ettik, dertleştik?"
"Genelevde çalışmaya başlayana sıfırdan borç yapılır. 6 aylık bebeğini sütten kesip çalışanlar var. Genelevdeki kızının memur olduğunu sanan babalar, annesinin bankaya gittiğini sanan çocuklar var."
"Siz hiç çocuğunuzu hayvanat bahçesine götürdünüz mü? Götürdüğünüzde oradaki hayvanlara dokundular mı? Bizim ortamımız da hayvanat bahçesi. Gelenlerse aileler değil erkekler. Bize dokunuyor, kullanıyorlar. Ay hali olunca eşlerine dokunmayan erkekler, bize o anlayışı göstermiyor. Kürtajdan çıktıktan yarım saat sonra çalışanlar var."
Kardeşimin suçu ne?
"Hiçbir çocuk, 'Büyüyünce başbakan olacak' diye dünyaya gelmez. Bizi de annelerimiz 'Vesikalı olacak' diye getirmedi dünyaya. Bazen genelevler açılırken kurbanlar kesiliyor. Hangi kurbana hangi kurbanı kurban ediyorsunuz? Bizler zaten kurbanlık koyun gibiyiz. Benim vesikam öldükten 40 yıl sonra kalkacak. Kardeşim askere gittiğinde orduda kalacaktı. Kalamadı, çünkü ablası vesikalıydı. Kardeşimin ne suçu vardı?"
"Kadınlara hakları verilsin, genelevin şartları düzelsin. Genelevde çalışan kadınlar, 10 yıl içinde en yüksek maaştan emekli olup yeni bir hayat kursun. Bu kadınlara gerekirse yeni bir kimlik verilsin."